― 20 июня 2025 г.

TÜRKSOY, Prof. Dr. Nizami Caferov’u Türk Kültürüne emsalsiz katkılarından dolayı onurlandırdı

Türk Dünyası’nın ortak kültür mirasını yaşatma ve gelecek nesillere aktarma misyonunu üstlenen Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), bu anlamlı görevin en değerli temsilcilerinden biri olan Prof. Dr. Nizami Caferov’u, Türkoloji ve Türk kültürüne yaptığı paha biçilemez katkılar nedeniyle düzenlenen görkemli bir törenle onurlandırdı.

TÜRKSOY Genel Sekreterliği’nin ev sahipliğinde gerçekleşen törene, TEKAR Vakfı ve İLESAM (İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) temsilcileri başta olmak üzere, akademisyenler, yazarlar ve kültür elçileri katıldı.

Türk Dünyası’nın Bilge İsmi: Nizami Caferov

Törende yaptığı açılış konuşmasına Genel Sekreter Sultan Raev'in selamlarıyla başlayan TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Sayit Yusuf, Prof. Dr. Caferov’un Türk dili ve kültürüne adanmış ömrünü şu sözlerle özetledi:
"Sayın Caferov, yalnızca bir akademisyen değil, aynı zamanda Türk Dünyası’nın ortak hafızasını ilmek ilmek dokuyan bir bilgedir. 34 eseriyle Türkologlar için bir rehber, genç araştırmacılar için ise bir ilham kaynağı olmuştur. Bugün burada, onun gibi bir değeri onurlandırmaktan büyük bir gurur duyuyoruz." 

Genel Sekreter Yardımcısı Sayit Yusuf konuşmasının devamında “Edebiyattan dil bilimine, tarihten siyasete uzanan engin birikimiyle Caferov, Türk kimliğinin köklerini besleyen nadir şahsiyetlerdendir. Bu anlamlı günde sunduğumuz ödüller, onun emeklerine küçük bir karşılık olsa da, Türk dünyasının gönlündeki yerini asla ölçemeyeceğimiz bir değerdir.” sözleriyle Nizami Caferov'un Türkoloji bilimine yaptığı katkılardan dolayı yeri doldurulamaz bir öneme haiz olduğunun altını çizdi. 

TEKAR Vakfı Başkanı Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, Atatürk’ün "Dil bir köprüdür, tarih bir köprüdür"sözlerini hatırlatarak, Caferov’un bu köprüleri sağlamlaştıran nadir isimlerden biri olduğunu vurguladı:
"O, sadece kitaplarıyla değil, duruşuyla da Türk dünyasının aksakalıdır. Bugün burada, bu müstesna şahsiyete şükranlarımızı sunarken, aynı zamanda Türk kültürünün geleceğine dair umutlarımızı da tazeliyoruz."

İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız ise, "Marifet iltifata tabidir" diyerek başladığı konuşmasında, Caferov’un eserlerinin Türk edebiyatında kalıcı bir iz bıraktığını belirtti:
"Nizami Hoca, yazdıklarıyla sınırları aşan bir kültür elçisidir. Bugün ona verdiğimiz ödüller, aslında bir vefa borcunun küçük bir ifadesidir."

"Bu Onur Benim Değil, Türk Dünyası’nındır"

Ödüllerini almak üzere kürsüye gelen Prof. Dr. Nizami Caferov, duygu dolu bir konuşma yaparak şunları söyledi:
"Bugün burada, Türk kültürüne hizmet etmiş bir insan olarak değil, bu kültürün bana kattıklarıyla bir ömür boyu minnet duyan bir öğrenci olarak duruyorum. Bu şükran belgeleri, plaketler ve beratlar, aslında benim değil, Türk dünyasının ortak mirasına aittir. TÜRKSOY’a, TEKAR Vakfı’na ve İLESAM’a bu anlamlı gün için teşekkür ederim."

Caferov, özellikle kendisini yetiştiren hocalarına ve meslektaşlarına minnettarlığını dile getirirken, bir ismi özel olarak andı:
"Bugün burada olmamda emeği geçen herkese şükran borçluyum, ama bir kişiyi özellikle anmadan geçemeyeceğim: Sadık Tural Hoca. O, benim yalnızca hocam değil, aynı zamanda Türk dünyasının birliği için verdiği mücadeleyle hepimize örnek olan bir üstattır. Onun rehberliği olmasaydı, belki de bu yolculuğumda bu kadar ilerleyemezdim."

Türk Dünyası’nın Geleceğine dair umutlar

Caferov, konuşmasının son bölümünde Türk devletleri arasındaki kültürel iş birliğinin önemine değinerek, gençlere şu mesajı verdi:
"Bizler, Atatürk’ün dediği gibi, ‘Manevi köprüleri’ sağlam tutmakla yükümlüyüz. Bugün TÜRKSOY’un çatısı altında bir araya gelmemiz, bu köprülerin ne kadar güçlü olduğunun bir kanıtıdır. Gençlerimizden beklentimiz, bu mirası daha da ileri taşımalarıdır. Unutmayın, dilimiz bir, tarihimiz bir, geleceğimiz de bir olmalıdır."

Program, hatıra fotoğrafı çekimiyle son buldu.