― 11 ноября 2013 г.
Uygarlığın Sönmeyen Meşalesi
Türk dünyasının kültürel alanını kendi parlak çağrı ateşi ile aydınlatan bu değişmeyen meşale, binyılların eşiğinde, XX.yüzyılın son on yılında yanmıştır. Yazgıya göre bu olay, Kazakistan’ın o zaman başkenti olan Almatı şehrinde gerçekleşmiştir. Bu şehirde Türk Kültürü ve Sanatı Teşkilatı TÜRKSOY’un kurulmasına dair en önemli temel belgeler imzalanmıştır. Bu belgeler hâlâ güçlü olup, yapıcı bir güç yetkisindedir. Devletimizin günümüzdeki başkentinde ise yakın geçmişte, Türk Dünyasının Kültür Başkenti olan Astana Yılının sona ermesi töreni yapılmıştır. Sözkonusu proje ilk defa TÜRKSOY girişimciliği ile gerçekleşmiştir. 2012 yılında bu görevi Türkiye’deki Eskişehir devralmış olup, Türkiye’nin başkentinde de 2013 yılının sonbahar mevsiminde TÜRKSOY’un kaydadeğer yıldönümü ile ilgili kutlamalar yapılmıştır.
Yıldönümü Konuşmaları ve Programda Yer Alan Konuşmalar
Bayram bayramdır, işi gücü bir kenara koymak olmaz. TÜRKSOY Daimi Konseyinin XXXI.Toplantısı işte bu nedenle gözde jübile bir olaydır. Toplantı Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün Anıtkabir’deki mozalesine çelenk koyulmasından sonra başlamış olup, Türk Kültürü Teşkilatının Ankara’daki Genel Merkezinde yapılmıştır. İlk olarak Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in, daha sonra teşkilatta üye ülke ve gözlemci ülke statüsünde çalışan meslektaşlarının konuşmaları ile devam etmiştir. Katılımcıların TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov kutlamasının ardından «TÜRKSOY’un 20.Yıldönümü» münasebetiyle kendisine madalya verilmiştir. Düsen Kaseinov konuşmasında yapılan çalışmalardan ve yakın gelecek planlarından söz etmiştir.
Gazete haberlerinin «Eskişehir’in Yıldızı» altında başarılı geçen bir yıllık olayları tüm detayları ile aktarma imkanı verememesi bizler için üzüntü vericidir. Ancak son derece verimli geçen 20 yıl içinde Türk kültürü ile ilgili bütün alanlarında büyük ölçekli ve unutulmayan birçok önemli olay gerçekleşmiş, bu geniş kapsamlı etkinlikler hayranlık hissi uyandırmakla beraber, konser, sergi, konferansları tekrar yaşama isteğini canladırmaktadır.
Bulunduğumuz yıl da yani Eskişehir Yılı bir istisna olmamıştır. Yılın başlıca faaliyetleri şunlardır: Türk Dünyası Geleneksel Müzik Konseri; Nevruz-2013 (Nevruz’un meşalelerini 21 Mart günü Türk dili konuşan ülkelerden Eskişehir’e 250 sanatçı ulaştırmıştır) Cambridge ve Londra’da kutlamaları; Adnan Saygun tarafından büyük ortaçağ humanisti anısına adanan «Yunus Emre» Oratoryosunu bestelenmiştir; en kısa zaman sonra oratoryo New-York, Ankara ve İstanbul’da seslendirilmiştir; 16.TÜRKSOY Genç Ressamlar Buluşması; TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrasının Yeni Albumünün Tanıtımı; UNESCO ve ISESCO Milli Komisyonları Toplantısı. Yakın zamanda yine Eskişehir’de edebiyat dergileri editörlerinin kongresi düzenlenecek olup, kongre sırasında yapılacak sempozyumun konusu son derece önemlidir: Türk lehçelerine yapılan çeviriler.
TÜRKSOY’un güzel geleneği olan ünlü edebiyat ve sanat adamının anısına onun Yılı olarak ilan edilmesi geleneği de desteklenmiştir.
2013 yılı Kazak bestecisi Mukan Tulebayev’in anısına ilişkindi. Bu yaz ünlü müzisyenin eserlerinin seslendirildiği opera festivali gerçekleşmiştir. Günümüzde ise «Bircan ile Sara» Operası Prömiyerinin hazırlıkları devam etmektedir.
Bu faaliyetlerin dışında Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Haftası, devlet tiyatrolarının yöneticiler buluşması, fotoğraf sanatçılarının sanatsal laboratuvarı, Birinci Geleneksel «Karatau Sesi» Opera Festivali, Uluslararası «Türk Dünyasının Altın Beşiği» Forumu, Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanlarının Eylül Zirve Toplantısı uğruna verilen konser (Gabala, Azerbaycan) gibi faaliyetler de yer almaktadır. TÜRKSOY’un yıldönümüne ilişkin etkinliklerden önce Paris ve Strazburg’da Üzeyir Hacibeyli’nin ünlü eseri olan «Arşin Mal Alan» Opereti seyircilerin beğenisine sunulmuştur. Bu eser ilk Türk «müzikali» olarak sayılabilir. Aynı zamanda TÜRKSOY sinemacıları, folklor topluluklarını, el sanatları ustalarını da ilgisiz bırakmamaktadır.
Düsen Kaseinov haklı olarak yayın programları üzerinde ayrıca durmuştur. Bunlar albümler, dergiler, kitaplar… Her bir yayın eşsiz, yeni bir şeyler keşfeden, daha geniş, derin bir bakış açısını öneren ve araştırmacıların ilgisini çeken yayın niteliğinde değerlendirilebilir. Türkçeye çevirilmiş olan Çuvaş «Ulıp» Destanı, birçok ülkede rağbet gören, ilk defa hazırlanmış olan, içerdiği bilgileri kapsamı açısından nadir olan ve 2 cildi okuruna kavuşan «Avrasya Türkologları Sözlüğü» bu yayınlardan örneklerdir.
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatının güncellenmekte olan internet sitesi de oldukça popülerdir. Bu sitede TÜRKSOY’un bütün faaliyetleri, çalışma alanları ile ilgili bilgiler yer almakatdır.
Her şey «aktif» durumdadır. Peki, gelecekte neler vardır?
Önümüzdeki yıl bize neler hazırlıyor acaba?
Yeni planlar, yeni niyetler bütün Türk dünyası tarafından düşünelerek kabul edilmiştir. TÜRKSOY Genel Sekreteri konuşmasında da bazı planlardan bahsetmişti. TÜRKSOY faaliyetler programını teşkil eden ve TÜRKSOY Daimi Konseyi XXXI.Toplantısının hazırlık dosyasında toplam onlarca birim vardır. 2014 yılı da Türk Dünyasının Kültür Başkenti olan Kazan Yılıdır. Tataristan’ın başkentinde bir yıl devamında Türk halklarının Kültür Günleri geçecek ve Türkmen şairi Mahtumkulu Firaki ile Kırgız şairi Toktogul Yılı olacaktır.
Uluslararası «Cengiz Aytmatov ve Issık Göl» Forumu Kırgız ve dünya edebiyatının klasiğinin anısına gerçekleşecektir. Bu forum Kırgızistan’da yapılacaktır. Kazakistan’da ise uluslararası geleneksel müzik festivalleri tekrar düzenlenecektir: Kızılorda’da «Dede Korkut» ve Karaganda’da «Büyük Bozkır Müziği».
Nevruz ve Sabantoy kutlamaları. Opera ve koreografi, müzik, drama ve sinema festivalleri. Ressamlar buluşmaları. Sempozyumlar. Sanat laboratuvarları. Konserler. Toplantılar. Seminerler. Oturumlar. Resim ve fotoğraf sergileri. Yarışmalar, konferanslar, değişim programları, diyaloglar… Dergiler, takvimler, kataloglar… Geniş kapsmalı «Yol Haritası», Çağdaş Türk Kültürü, Sanatı ve Edebiyatı Güzergah Belgesi.
Öngörülen amaç ve planlar şüphesiz etkileyicidir. Peki bunları gerçekleştirmek ne kadar olasıdır? Bu önemli sorunun cevabı çok bekletilmedi. Zira yıldönümü günlerinde gerçekleşen olaylar bunun kanıtıydı. TÜRKSOY Daimi Konseyi ХХХI.Toplantısının katılımcıları TÜRKSOY Genel Merkezinde resim sergisinin açılışında bulunmuşlardır. XV.Ressamlar Buluşması sırasında icraat edilen çalışmalar sergilenmiştir. Azerbaycanlı ressam Akşin Kazimov’un «Dostluk Köprüsü» tablosu samimiyeti, rengarenk zerafeti, derin anlamı ile gönülleri adeta fethetmektedir. Sembolik olan köprünün üzerinde TÜRKSOY ülkelerinin bayrakları dalgalanmaktadır. Kazak ressamı Şınıbay Primbayev’in «Atlar» tablosundan göz almak mümkün değildir. Karma, geniş panoramalı bir tasarımın titizliği, bozkıra, hemşerilerinin hayatına gönülden duyulan gerçek aşkı, büyük Abılhan Kasteyev’in ilkelerine sadakati hissedilmektedir. Sergide yer alan Ş.Primbayev’in birkaç tablosu mini sergi oluşturmuştur. Açık kül puslu sis içinde hafiften hüzüne bürünmüş İstanbul manzarası unutulmaz resimlerden biridir.
Türkiye’nin eski başkenti Tataristanlı Ruşan Şamsutdinov’un yaptığı suluboyasında da yer almaktadır. Sergilenen eserlerle genel olarak tanıştıkça çeşitli tarz çalışmaların gösterildiğini görmüş oluyorsun: Peyzajlar, nakış resimleri, abstraksiyonlar ve hatta zarif fantasmagorik etüdler. Kısaca hiçbir şart koyulmadan, katı kurallar olmadan yapılan bu resimler şüphesiz yetenek içerir, ilgi çeker ve olağandışıdır.
TÜRKSOY Genel Merkezinde gerçekleşen resim sergisi kaydadeğer bir olay olarak değerlendirilebilmekle birlikte geniş kitleye hitab etmemiştir. Bilkent Üniversitesi Ahmet Adnan Saygun Salonunda geçen tıpkı güzel keman müziği konseri gibi. Bu mekanda genç dinleyiciler için TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrasının müzisyenleri müzik çalmışlardır. Sanat Yönetmeni Konservatuvar hocası Prof. Kurmangazı Anvar Akbarov. Yüksek klasik eserler çalınmıştır: Manuel de Falla’nın «İspanyol Dansı», Çaykovskiy’nin «Valse-Scherzo», Venyavskiy’nin «Polonez» ve «Orijinal Variasyonlar», İsai’nin «Sonata», Sarasate’nin «Navarra», Ponce’nin «Estrellita» eserleri. İtiraf edelim ki, repertuvar gayet karmaydı.
Dovletmurat Ovezmuradov, Cumaş Dürusaliyev, Ramina Mukuşeva, Arslan Sayfi, Kerem Tunser, Anastasiya Subrakova (bu arada Hakas kemancısı ilk ayran bayramına ilişkin öz kompozisyonunu da çalmıştır) gibi ilham veren genç ustalar, pürüzsüz enstrümantal tekniği, ahenkli yorum sadeliğini, doğallığını ve orantılığını göstermişlerdir. «Etkileyici, anlamlı, profesyonelce!» sözlerini Adnan Saygun Salonundaki sahneye çıkanlar haketmişlerdi.
Ertesi gün Türkiye Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası Konser Salonunda törenle başlayan yıldönümü konseri verilmiştir. Serdar Faracev’in «TÜRKSOY» bayram uvertürü seslendirilmiştir. Türk melodi parçalarını içeren etkileyici bir eserdir. Şahane müzik temsilinin iki parçasına dikkat çekici bir giriş kısmı rolünü üstlenen bu eser, güzelliği ve ölçeği ile ilk notasından beri büyük salonu fethetmiştir. Salonda toplananlar, Gacibekov'un bestelediği «Köroğlu» Operasından Gasan-Han aryasını ve Hamidi’nin bestelediği «Kazak Valsı» eserini, Alyabyev’in «Bülbül» Romansını ve Kazak halk ezgilerini, Altay gırtlak şarkılarını ve Vivaldi’nin Yaylı Çalgılar Dörtlüsü Konserini coşkulu alkışlarla karşılamışlardır. Bunların dışında Kırgız, Tatar, Azeri, Tıva, Yakut, Türkmen müzik eserleri de seslendirilmiştir. Tulebayev’in operasından Sara aryasından Adnan Saygun’un «Köroğlu» eserine kadar çeşitlilik göstermiştir. Türk kültürünü kapsamlı yansıtan müzik portresi gibi…
Sanatçılar arasında Serkan Kokadere, Azat Bikçurin, Regina Valeyeva, Yuliana Krivoşapkina, Elmira Kanabergenova, Jupar Gabdulina, İgor Podgoryan, Rüstem Valeyev vardı. Rauf Abdullayev, Kanat Ahmetov, Tolga Taviş, Yevgeniy Hohlov orkestra şefi olmuşlardır. Konserin final eseri olarak Cemal Erkin’in «Köçekçe» operası çalınmıştır. Operayı Türkiye Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının ünlü orkestra şefi Rengim Gökmen yönetmiştir. Son akortlar bittiği zaman ve ön sahneye konser katılımcıları çıktığı zaman dinleyiciler ayağa kalkarak uzun uzun takdir alkışlarla sanatçıları selamlamışlardır.
TÜRKSOY’un yıldönümüne ilişkin beş gün, yoğunluğu ile herkesi hayran bırakmıştır. Bahsedilenlerin dışında Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı Genel Sekreteri Düsen Kaseinov adına ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in adına da resepsiyonlar düzenlenmiştir. Kazakistan Cumhuriyeti Büyükelçiliğindeki resepsiyonda da diplomatik misyon başkanı Canseit Tüymebayev misafirleri konukseverliğiyle karşılamıştır.
Birçok görüşmeler, daha çok konuşmalar, tanışmalar, mülakatlar, fotoğraflar, imzalar, bitmez tükenmez intibalar. Çok sayıdaki izlenimlerimin arasında sadece üç tanesini seçiyorum. Onlar jübile olayının iyimser moralini oldukça net ve açık yansıtmaktadır. Cumhurbaşkanı Senoni Orkestrası Konser Salonunun fuayesinde büyük, kar beyazı gibi parlayan levhalar tesbit edilmiş, seyirciler de renkli keçe kalemlerle TÜRKSOY, konser, büyük Türk dünyasının manevi güzelliği ve benzersizliği hakkında güzel sözler yazıyorlar.
«Marriott Hotel». Ziyafet salonunun konser sahnesinde hareketli Tatar şarkılarını ilhamla çalan virtüöz harmonikacı Rustam Valeyev durmaktadır. Salonda bulunanlar oynamak için sabırsızlanıyorlar. Bizim ziyafet soframızda TÜRKSOY’un 20.yıldönümü ile ilgili kadehi Samsun Büyükçehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Necmi Çamaş kaldırıyor. Burada Kasım ayında opera tiyatrosunun sahnesinde «Bircan ve Sara» Operasının prömiyeri yapılacaktır. Yakınlarına gibi Sayın Çamaş i-phone’unda bizlere sempatik açık renkli gözlü erkek çocuk torun resmini gösteriyor.
Demek ki Samsun’da görüşmek üzere ve çok taraflı Türk kültürünün şanına gelecekte düzenlenecek birçok faaliyetlerin devamını ümid ederiz!
Konstantin KEŞİN
Kazakistan Kazpravda Gazetesi